1395 yılında Yıldırım Beyazıt tarafından yaptırılan Anadolu Hisarı, Osmanlı’nın Boğaz üzerindeki ilk kalesi olarak tarihteki yerini aldı. Göksu Deresi’nin Boğaz’la birleştiği stratejik noktada inşa edilen bu yapı, hem askeri hem de sosyal yaşamda önemli bir rol oynadı.
Kuruluş ve stratejik önemi
Anadolu Hisarı, Göksu Vadisi’nin güvenliğini sağlamak ve Boğaz geçişlerini kontrol altında tutmak amacıyla ileri bir karakol olarak tasarlandı. Tarihçilerin verdiği bilgilere göre, kale aynı zamanda Şile Kalesi’ni alan Osmanlı komutanı Yahşi Bey’e destek olmak için inşa edilmiştir.
Farklı kaynaklarda kale, "Güzelcehisar", "Yenihisar" veya "Yenicehisar" gibi isimlerle anılmıştır. Bu isim değişiklikleri, yapının farklı dönemlerdeki kullanım amaçları ve Osmanlı yöneticilerinin yaklaşımıyla ilişkilendirilmiştir.
Ankara Savaşı ve sonraki dönem
1402’deki Ankara Savaşı sonrası Osmanlı’nın yaşadığı dağılma sürecinde Anadolu Hisarı’nın durumu belirsizliğini korumuştur. Süleyman Çelebi’nin Bizans’la ilişkilerinde bir sığınak olarak kullanıldığına dair bilgiler bulunmaktadır.
Fatih Sultan Mehmet’in 1452’de Rumeli Hisarı’nı inşa ettirmesiyle Anadolu Hisarı’nın çevresine ek surlar yapılarak bu bölge askeri olarak güçlendirilmiştir. Bu eklemeler, Boğaz’dan geçen gemilere karşı daha etkili bir savunma sağlamıştır.
Fetih sonrası kullanımı
1453’te İstanbul’un fethinden sonra Anadolu Hisarı, askeri önemini büyük ölçüde yitirmiştir. Bir dönem suçlu Yeniçeriler için hapishane olarak kullanılan yapı, XVII. yüzyılda kazak akınlarına karşı savunma amacıyla yeniden işlev kazanmıştır. Ancak yeni istihkâmlar yapılmasıyla birlikte kale zamanla eski rolünü kaybetmiştir.
Mimari ve çevresel özellikler
Anadolu Hisarı, kare planlı bir kule ve surlardan oluşan tipik Osmanlı kale mimarisine sahiptir. İnşa edildiği dönemde denizle iç içe bir konumda olan kale, Göksu Deresi’nin taşıdığı alüvyonlar nedeniyle zamanla iç kısımda kalmıştır.
XVI. yüzyılda kale çevresinde askerler ve ailelerinin yerleşmesiyle küçük bir mahalle oluşmuş, Fatih Sultan Mehmet döneminde yapılan bir mescit bu bölgeye dini bir kimlik kazandırmıştır.