Hava sıcaklığıyla birlikte sahillerde yerli ve yabancı turistler yoğunluk oluştururken, boğulma vakaları da artmaya başladı. Dalga sörfü eğitmeni Deniz Toprak, rip akıntılarına ilişkin bilgiler verdi. Toprak, açıklamasında, "Türkiye'de ne yazık ki rip akıntısı bir korku hikayesine dönüşmüş durumda.

Oysa bu, denizin kendini ifade etme biçimi. Dalgalar kıyıya vurduğunda, bu suyun bir şekilde denize geri dönmesi gerekir. İşte bu geri dönüş, açığa doğru bir akış, yani rip akıntısı oluşturur. Dalganın kırıldığı yerin yanlarında oluşan bu akıntı, bazen kıyıya paralel şekilde de ilerleyebilir. Ancak biz genellikle denizin nasıl çalıştığını, akıntının doğasını bilmediğimiz için bu durumu yanlış yorumluyoruz. 'Deniz beni aşağı veya sağa-sola çekti', 'Kum ayağımı çekti' gibi hurafeler ortaya çıkıyor. Oysa bu, denizin tamamen doğal bir davranışı" diye konuştu.

Tekirdağ'da denize girmek valilik kararıyla 2 gün yasaklandı
Tekirdağ'da denize girmek valilik kararıyla 2 gün yasaklandı
İçeriği Görüntüle

Boğulmalara karşı eğitim vurgusu

Akıntının mantığının çözülmediği sürece boğulma vakalarının devam edeceğini kaydeden Toprak, "İstediğiniz kadar yasak koyun, cankurtaran dikin, bir kişi bu önlemlerin olmadığı bir yerde denize girdiğinde risk devam eder. O yüzden bu toplumun denizle barışması lazım. Bunu nasıl yapacağız? Sörf okulları, dalış kursları, su sporlarının yaygınlaşması bu bilinci artırabilir. Çünkü denizin içinde düz bir yüzey yok. Kum tepeleri var. Bazen denize girerken su göbek hizamızdadır, bir adım atarız bir anda boyumuzu geçer. Bu dalgalı kum yapısı da bizi ürkütüyor. Ama bizi asıl tehlikeye atan şey bilgi eksikliği değil, panik. Boğulmaların temel nedeni panik.Yüzme, dalış veya su sporları tecrübesi olmayanların dalganın ve akıntının güçlü olduğu günlerde ya dikkatli davranması ya da mümkünse denize girmemesi gerekir. Sonuç olarak, biz bu toplumu denizle barıştırmak zorundayız. Yasaklarla değil, eğitimle. Çünkü denizi anlayan insan, onunla barışık yaşar" ifadelerini kullandı.

Kaynak: DHA