Yaz tatili, özellikle çalışan anne-babalar için çocukların evde geçirdiği uzun saatleri yönetme sürecine dönüşüyor. Bu süreçte çocuklardan sıkça duyulan “canım sıkılıyor” cümlesi ise birçok ailede endişeye neden oluyor.

“Sıkılmak normaldir, hatta gereklidir”

Emine Ergün’e göre çocuk ya da yetişkin fark etmeksizin sıkılmak çok doğal bir duygudur. Ancak çocuk sıkıldığında hemen bir etkinlik planlamak ya da ekran açmak yerine bu sıkılmaya alan tanımak gerekiyor.

“Eğer çocuk her sıkıldığında birileri onun yerine çözüm üretiyorsa, bu durum çocuk için bir konfor alanı yaratır. Ve bu konfor, çocuğun sıkılma hâlini daha da artırır,” diyen Ergün, artan sıkılmaların çoğu zaman çocuktan çok yetişkinin tutumuyla ilgili olduğunu vurguluyor.

Sıkılmak yaratıcılığı tetikliyor

Sıkılmanın, çocuğun hayal gücünü geliştirdiğine dikkat çeken Ergün, “Aynı oyuncaklarla farklı oyunlar kurmak, farklı materyallerle yeni şeyler üretmek, kitapları yeniden okuyup yeni anlamlar çıkarmak… Tüm bunlar sıkılmanın ardından gelen yaratıcılığın göstergesidir,” diyor. Ayrıca sıkılan bir çocuğun kendini tanıma, dikkatini toplama, yeni uğraşlar geliştirme gibi çok yönlü beceriler kazandığını da ekliyor.

Güneşin altında 15 dk yeterli
Güneşin altında 15 dk yeterli
İçeriği Görüntüle

Ekran açmak çözüm değil, alışkanlıktır

Ergün’e göre çocuk sıkıldığında ekran açmak ya da sürekli yeni etkinlikler sunmak, çocuğun içsel çözüm üretme kapasitesini zayıflatıyor.

“Çocuk zamanla şunu öğreniyor: ‘Sıkıldım dersem hemen çözüm gelir.’ Bu durumda çocuk gerçekten çözüm aramaz, sadece çözüm bekler. Bu da onu edilgenleştirir,” diye uyarıyor.

Kaynak: TRT Haber